Tarihte bilinen en eski haritalardan birisi Çatalhöyük
şehir
planı olup MÖ 8200 yılında yapıldığı sanılmaktadır. Bu şehir planı, Çatalhöyük'’e bir evin duvarına
çizilmiş olup, bulunduktan sonra Ankara’da
Anadolu Medeniyetleri Müzesinde
sergilenmektedir.
Bundan başka, eski çağlarda güney denizlerindeki adalıların, adalarının
mahalli durumlarını tespit amacı ile, kamış ve sopalarla harita yaptıkları tespit edilmiştir. Ayrıca MÖ
3000 den sonra kil tabletlere yapılmış haritalar da bulunmuştur.
M.Ö. 575 te Tales’in öğrencisi Miletli ANAKSİMANDROS ilk olarak belli bir bölgenin haritasını
yapmıştır. Kendisi karaları sular üzerinde
yüzer şekilde kabul ediyordu.
Ekvator ile
dünya yörüngesi
arasındaki eğim açısını ilk defa
ARISTOTELES
hesapladı. Kendisi dünyanın yuvarlaklığını kesin olarak biliyordu.
M.Ö. IV. yüzyılın sonuna
doğru DIKALARKHOS Rodos adasının enlemini kesinlikle belirledi ve çizdi.
O sıralarda İskenderiye’nin de enlemi biliniyordu.ERATOSTHENES yer yarıçapını
yaklaşık olarak
hesapladı.
Mülkî sınırların tespiti için Nil vadisinde haritalar
yapıldı. Bu tip haritalar
daha ziyade arazi sahiplerinin arazi yerlerini belli
etmek üzere meydana getirdikleri önemli
haritacılık faaliyetlerdir.
M.S.II.yüzyılda İskenderiye’de yaşamış olan
Yunan
astronomu matematikçisi ve coğrafyacısı CLAUDIOS PTOLEMAIOS modern kartografyanın ilk temsilcisidir. Kendisi arzın kürevî yüzünün düz bir kâğıt parçası üzerinde gösterilmesiyle ilgilenerek,
bu gösterme metodunda deformasyonun
kaçınılmazlığını ispat etti. Kıymetli bir dünya harita serisi meydana getirdi. Arazi üzerinde ölçmeler yaparak ve çeşitli kaynaklardan materyaller toplayarak İskenderiye’de mükemmel bir kütüphane kurma imkânlarını sağladı.
PTOLEMAIOS’dan sonra haritacılık tedricen gerileyerek sanat ve ilim, eski tasavvuf
ve hayal haline döndü.
Bunları da önemli
sayıda seyrüsefer istikametlerini gösteren seyrüsefer haritalarının
hazırlanması takip etti. Liman bulma haritaları adı verilen bu harita örnekleri
Akdeniz ve komşu
arazilere ait olup tecrübe niteliğinde idiler. Bunlar deniz kıyıları itibariyle dikkate değer doğrulukta idiler , fakat içerilere
doğru kara bölgeleri
aynı doğruluğa sahip değildi.
Büyük bir aradan sonra 18. asırda Avrupa’da büyük bir kartografik gelişme görülerek özellikle haritalarda yorucu ve el emeği ile çizim belirdi
MERKATOR, BLAEU, HONDUIS ve diğer yayınevleri Hollanda ve Fransa’da gelişti. Bu gelişme
sonucu yayınlanan haritalar
kıyı çizgilerini, nehirleri, şehirleri ve belirli dağları
göstermekte idiler.
Arzın ölçümü ile ilgili keşif faaliyetleri hızlanarak enlem dereceleri
tespit edildi. 1765 te İngiltere’de boylamların tayininde kullanılan Harrison Kronometresi tamamlandı. Özellikle
Avrupa’daki İdareciler,
arazinin
haritaları olmaksızın
savaşmanın mümkün olamayacağı hususunda
bir fikre sahip oldular.
Bu fikir 1791 de İngiltere’de, 1817 de Fransa’da kurulan topografik haritalar
süratle
çoğaltıldı.Arazi şekillerinin yan belirlenmesi amacı ile taramalar ve münhaniler geliştirildi ve Avrupa’nın önemli bir kısmı bu haritalarla örtüldü.
20.Asırda haritacılık önemli
ilerlemeler kaydetti, kullanılma
alanları genişledi ve bilhassa
askeri amaçlar için çok çeşitli
haritalar kullanılmaya başlandı.
Hiç yorum yok :